CX 5.80 Deposu Kaç Litre?
Bazen sokakta yürürken, işyerinde bir masaya oturduğumda veya toplu taşımada, insanların yaşamlarını nasıl şekillendirdiğine dair düşünceler aklımda dolaşıyor. Mesela geçen gün, bir otobüse binip İstanbul’un karmaşasında kaybolurken aklıma bir soru takıldı: CX 5.80 deposu kaç litre? Evet, bu çok teknik bir soru gibi gözükebilir, ama düşündüm de, bazen bu tür sorular bile toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletle ne kadar ilişkili olabilir?
CX 5.80, aslında otomobillerin yakıt deposuyla ilgili bir soruydu. Ancak bu soruyu daha derinlemesine incelediğimde, depo kapasitesinin metaforik bir anlam taşıyabileceğini düşündüm. Çünkü toplumsal yapılar da bir tür “depo” gibi işliyor; her bir birey, farklı kapasiteye sahip bir “depo”ya sahip. Toplumda kadın, erkek, LGBTQ+ bireyleri ya da diğer marjinal gruplar, bu “depolarda” eşit şartlarda yer alabiliyor mu? Herkesin taşıyabileceği yük, ne kadar eşit ve adil? İşte bu soruların cevabını bulmaya çalıştım.
Toplumda Eşitlik ve Depo Kapasitesi
İstanbul’daki yoğun hayatı gözlemlerken, sokakta, işyerinde ya da toplu taşımada karşılaştığım her bir insan, farklı bir “depo”ya sahip. Bazılarının çantasında hemen her şey yer alırken, bazılarının hayatı daha minimal ve pratik oluyor. Bu kadar fark olmasının arkasında, toplumsal roller ve cinsiyetçi beklentiler de yatıyor.
Örneğin, sabah işe giderken tramvayda gördüğüm bir kadının, ellerinde büyükçe bir çanta vardı. Üzerinde sağlık kitleri, çocuklarının okul malzemeleri ve tabii ki yedek maskeler… Tam karşısında oturan adam ise, sadece bir ceket ve telefonuyla gelmişti işe. Kadın, sanki hayatını başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için taşıyor gibiydi. Burada depo meselesi devreye giriyor: Kadınların toplumsal rolleri ve beklentileri, onları adeta çok daha büyük bir “depo” olmaya zorluyor. Tüm sorumluluklar, ev işleri, bakım yükü, bu “depo”yu fazlasıyla dolduruyor.
CX 5.80 deposunun kapasitesinin, toplumsal cinsiyetle ilgisi tam da burada devreye giriyor. Bir erkeğin yaşamı, genellikle kendi ihtiyaçları etrafında şekillenirken, bir kadının yaşamı daha fazla dışsal gereksinime göre şekillendiriliyor. Kadın, iş hayatında, evde ya da sokakta, sırtında hep bir “yük” taşır, fakat bu yük çoğu zaman görmezden gelinir.
Çeşitlilik ve Sosyal Adalet: Kim Ne Kadar Taşıyabiliyor?
CX 5.80 deposunun kapasitesi meselesi, sadece kadın-erkek ilişkisiyle sınırlı değil, aynı zamanda çeşitliliği ve sosyal adaleti de barındırıyor. Bir toplumda, LGBTQ+ bireyleri, engelli bireyler ya da başka bir gruptan olan kişiler, bu “depo”yu nasıl taşıyor? Bu insanlar, toplumsal yapıda genellikle daha fazla yük taşıyorlar. İster işyerinde bir eşitlik mücadelesi olsun, ister sosyal alanda dışlanmışlık, her birey farklı bir kapasiteye sahip “depo”yu taşıyor.
Bir arkadaşımın yaşadığı bir deneyimi hatırlıyorum: Bir sivil toplum kuruluşunda çalışırken, çok zorlu bir projeye katılmıştı. Herkesin bir rolü vardı ve iş bölümü yapılmıştı. Ama o, bir kadın ve aynı zamanda LGBTQ+ bir birey olduğu için, sürekli olarak iki katı yük taşımak zorunda kalmıştı. İşyerinde kendisini sıkça kanıtlama gerekliliği hissediyordu. Herkesin taşıyabileceği yük, onun için daha ağırdı, çünkü hem dışarıdan gelen toplum baskısı hem de içsel çatışmalarla uğraşıyordu.
Bu noktada, CX 5.80 deposunun ne kadar olduğu, her birey için farklı bir anlam taşır. Birinin yükü daha hafifken, diğerinin “deposu” daha fazladır. İşte burada sosyal adalet devreye giriyor. Toplumsal eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, her bireyin taşıyabileceği yükün eşit olmasını sağlamalı. Herkesin kapasitesinin farkına varmalı, bireyleri daha hafif taşımak için desteklemeliyiz.
Bir Depo Hakkında Daha Fazla Düşünmek
Bir gün işten çıkıp metroda, kalabalığın arasında ilerlerken, içimden bir ses tekrar “CX 5.80 deposu kaç litre?” diye soruyordu. Evet, o an fark ettim ki bu soru, sadece bir otomobilin tankını değil, toplumun taşıdığı yükü de anlatıyor. Herkesin taşıdığı yük farklı, bazılarının deposu neredeyse taşmak üzere, bazılarının ise neredeyse boş. Ama bu farkları kabul etmek ve bu eşitsizlikleri göz ardı etmek yerine, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve sosyal adalet üzerine daha çok düşünmek gerekiyor.
Toplum, daha az yük taşıması gereken insanları, daha fazla yük taşımak zorunda bırakıyor. Kadınlar, LGBTQ+ bireyler, engelli insanlar ya da başka marjinal gruplar, hep “daha büyük depolar” gibi yükleniyor. Bu yüzden, CX 5.80 deposunun kapasitesini sadece aracın değil, toplumsal yapının da daha adil bir şekilde ele alması gerekiyor.
Sonuç: Depoları Dengelemek
Sonuç olarak, CX 5.80 deposunun kapasitesine bakarken, sadece bir arabanın tankını değil, toplumdaki tüm bireylerin yükünü düşünmeliyiz. Her birey, farklı bir kapasiteyle doğar ve büyür, ancak bu kapasiteyi zorlayıp zorlayamayacağımız, sosyal yapıya bağlıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve sosyal adalet, bu “depolar”ın daha adil bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olabilir.
Bu yazıyı yazarken, aklımda hep o kalabalık metro sahnesi vardı. Herkes, bir şekilde yükünü taşıyor. Ancak kimse, taşıdığı yük kadar değerli değil. Depoları dengelemek, ancak hep birlikte çalışarak mümkün olur.